Kızılötesi/infrared dediğinde aklımıza gelenlerin dışında daha bilinmeyen yönlerinden bahsedelim.

Hepimiz çok farklıyız, dünayada çok farklı ülke, şehir, kültür, kanunlar vardır. Ancak dünyanın nereye giderseniz gidin, etrafında herhangi bir yere baktığınızda boyanmış olan bir ürünü göreceksiniz, çünkü kaliteli yaşayabilmek için, mikroplardan (özellikle mantar mikroplardan), korozyondan kurtulmak için çeşitli boya kullanmaktayiz. Boyanın günümüzdeki hayatının her yerde var olmasının en ana nedeni görselliğin yanında  yapılara sağlamlık kazandırması, sağlıklı ortamlar yaratılmasıdır.

Bildiğiniz gibi eskiden sadece yaş boya varken günümüzde çok daha az maliyetli toz boya meydana gelmektedir.

Toz boyama yöntemleri birden fazla çeşitliliktedir. Boya yapılanmasındaki en büyük etken bir enerjiye gerek duymasıdır. Bu enerji ısı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Isı enerji sağlayabilmek için çeşitli oluşumlara ihtiyaç duyulmaktadır. ÖR: Gaz, Fulloil, Mazot, Eletrik, vs. Bu ısı işlemlerinin artı ve eksileri mevcuttur.

Günümüz teknolojisinde en çok tercih edilen gazlı sistemdir. Bizim teknolojimiz gazlı sisteme alternatif olarak ön plana çıkmaktadır. Kızılötesi enerjisini kullaranarak aldığımız sonuçlar her anlamda bizlere gazlı sistemden daha verimli sonuçlar gösterdiğini yıllar geçtikçe gösterdi.

Kızılötesi/infrared gözle görülmeyen hava ile bir etkileşimi olmadan direk malzemeye etki eden elektro manyetik ısınımdır.

Bu ısınımın 3 çeşit dalga boyu vardır.Kısa dalga, Orta dalga, Uzun dalga

Kısa dalgaya örnek: 0,76 – 2 mikron

Orta dalgaya örnek: 2 – 4 mikron

Uzun dalgaya örnek: 4 – 1000 mikron

Kısa dalgaya örnek verecek olursak en büyük enerji kaynağı Güneştir. Güneş enerjisinin yer yüzüne etkisinin %40’ı kızılötesi/infrared enerjisidir. Güneş ışınları havaya temas etmez ve gördüğü malzemeye ısınım verir. Her malzemenin bu kızıl ötesinden etkileşimi ve ısı dağılımı farklıdır. Güneş toprağı ısıtır dolayısı ile toprağa yakın malzemeler ısınmaya başlar, daha somut bir örnek vermek gerekirse güneş ısısına maruz kalan araçların ön camları ılık iken araç içerisindeki direksiyon veya torpido elle deyemeyecek kadar sıcaktır. Bunun nedeni ise kızılötesinin ışınlarının havayla değil direk malzeme ile etkileşmesidir.

Bu tarz enerji temas ettiği ilk malzeme dokusuna işleyip ve oluşturduğu enerji ile ısı yaratıp bu ısıyı dışa aktarır böylece malzeme etrafına ısı yayar.

Orta dalgaya örnek verecek olursak. Her yerde kullanılan ortam ısıtıcıları olan ufo diye adlandırdığımız cihazlardaki enerjidir bu cihazların orta dalga ile yarattıkları ısı enerjisi sadece yüzeylere etki etmekte olup daha derine işlemesi mümkün değildir.

Uzun dalga ise en iyi örneği insanlardır.

Aslında insanlarda enerji yüklüdür. Bunun rakkamsal olarak göstergesi vücut ısısının (36.6 C ) olduğunu düşünelim bu değer bir derece yukarı bir derece aşağı indirildiğinde yaşamsal değerlerimiz etkilenir. İnsan vücudunu bir mekanizma olarak düşünelim. Hangi ortama sokarsanız sokun ısı değerinin 36.6 C’de sabit tutacaktık. Misal bir ortama girildiğinde (sauna) vücut otomatik olarak fazla ısıyı terleme yolu ile dışarı atarak dengeyi sağlar soğuk ortamda ise kan dolaşımını hızlandırarak dengeyi kurmaktadır. İnsan vücudu 9.5 mikron enerji vermektedir.

Sonuç olarak dalga boyu ne kadar kısa olursa yaydığı enerji o denkli güçlü olmaktadır. Bizlerin bu teknoloji ile yola çıktığımız ilk projemiz boya fizik kanunları derki boya yapılması için boyanın içerisindeki atomların tepkimeye uğratılması gerekli. Bununda yolu ısı her boyanın ısı değeri ve tabi tutulacak süreleri içerisindeki pikmentler baz alınarak belirtilmiştir. Boyamada önemli olan belirtilen ısıya en çabuk en sağlıklı nasıl geldiğini boyanacak zaman her şekilde aynıdır. Mesela X marka boyanın üzerinde yazar 190C 12 dak bu 190C’de 12 dakika yapılacak demektir. Bizler 12 dakikaya müdahale yapamayız ancak 190 C’ye ulaşmak için yenilikler katıyoruz. Bunuda şöyle açıklayabiliriz. Gazlı sistemlerde dış ortamda üretilen sıcaklıklar çeşitli mekanik sistemlerle ( motor, fan) boya ortamlarına aktarılır. Bu ortamda üflenen sıcak hava çökme sebebi ile alt kısımları ısıtmaya başlar üst kısımlara çıkana kadar belirli bir zaman ve ısı kayıplarına sebebiyet verir buda bizlerin istemediği kayıplardır.

Bu sistemlerde üretilen enerji hedefe ulaşana kadar çok yol kat eder şöyleki cehennemliklerde oluşturular 600C sıcaklığın sadece 3/1’i sonuca ulaşır.